AİÇÜ’de 7. Uluslararası Ahmed-i Hani Sempozyumu Başladı
AİÇÜ Recep Tayyip Erdoğan Kültür ve Kongre Merkezi Selçuklu Konferans Salonu'nda gerçekleştirilen sempozyuma, Ağrı İbrahim Çeçen Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Abdulhalik Karabulut, Ağrı Belediye Başkan Vekili Cengiz Kılıç, Ağrı Cumhuriyet Başsavcısı Adem Çalış, Cihannüma Ağrı İl Temsilcisi Kemal Atmaca, İslami İlimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mehmet Salih Geçit, akademik ve idari personel, öğrenciler ile vatandaşlar katıldı.
Kırıkkale Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi'nden Prof. Dr. Adnan Karaismailoğlu, Selçuk Üniversitesi Edebiyat Fakültesi'nden Prof. Dr. Selçuk Şimşekler, Karabük Üniversitesi İlahiyat Fakültesi'nden Prof. Dr. Abdulcebbar Kavak, Uluslararası Mevlânâ Vakfı Başkan Vekili ve Mevlânâ Celaleddin-i Rumi’nin 22. kuşak torunu Esin Çelebi Bayru'nun davetli konuşmacı olarak yer aldığı sempozyumun açılışında konuşan AİÇÜ Rektörü Prof. Dr. Abdulhalik Karabulut, İsrail'in Filistin'de devam eden saldırılarına dikkat çekerek, "Bugün, İslam coğrafyası ve Filistin başta olmak üzere dünyanın dört bir yanında insanlığın zulüm altında olması bizleri karamsarlığa sürüklenmesin. Bizler de Mevlânâ Hazretleri gibi bazen bitmek bilmeyen dertler yağmur gibi üstümüze yağsa da rengarenk gökkuşağının yağmurdan sonra çıkacağını bilmeli, bu gerçeği asla aklımızdan çıkarmamalıyız. Her karanlığın bir şafağı olduğu gibi bu zulümlerin de inşallah adil bir sonucu olur diye dua ediyoruz" dedi.
“Pergel gibiyim; bir ayağımla şeriat üstünde sağlamca durduğum halde öbür ayağımla yetmiş iki milleti dolaşıyorum” diyerek bir Müslüman olarak insanlığı kucaklayabildiğini ve düşüncesinin evrenselliğini ifade eden Mevlânâ Celaleddin-i Rumi’nin sevgi, birlik, beraberlik ve kardeşlik denildiği zaman akla ilk gelen büyük yol göstericilerden biri olduğunu belirten Prof. Dr. Karabulut, insanlığın huzur ve barış içerisinde yaşaması için O’nun düşüncelerine her zamankinden daha fazla ihtiyacı olduğunu söyledi.
Mevlanâ’yı anlamak için önce kibirden ve gururdan uzak durulması gerektiğini belirten Prof. Dr. Karabulut, “Bu konuda Hz. Mevlânâ, bize bir kurtuluş reçetesi sunmaktadır; ‘Toplum, gerekli ve yeterli oranda insan-ı kâmil mertebesine çıkmış Salihler olunca sağlığına kavuşur; işler düzelir ve kendiliğinden yoluna girer. İşte bu tasavvuf eğitimiyle ulaşılan Sırat-ı Müstakim’dir.’ O’nun tasavvufuna baktığımız zaman ilim ehlinin kendini ve Rabbini bilmesi çok önemlidir. Bizlerin de Allah'ın ahlaklı ve erdemli kullarından olmamız için üzerimize ne görev düşüyorsa hepsini yerine getirmemiz gerekmektedir" diye konuştu.
Prof. Dr. Karabulut, sempozyum düzenleme kurulu başkan ve üyelerine, sempozyuma davetli konuşmacı olarak katılan akademisyenlere ve sempozyuma bildiri sunarak katkı sunan bilim insanlarına ve tüm haziruna teşekkür etti.
Açılış konuşmaları sonrası Kırıkkale Üniversitesi’nden Prof. Dr. Karaismailoğlu, Selçuk Üniversitesi’nden Prof. Dr. Şimşekler, Karabük Üniversitesi’nden Prof. Dr. Kavak ve Hz. Mevlânâ’nın 22. kuşak torunu Bayru, davetli konuşmacı olarak sunum yaptı. Sempozyumun öğleden sonraki oturumu, bilim insanlarının yaptığı bildiri sunumları ile devam etti.