Sarılık hastalığına yakalanmasın diye koyunlar kırkılıyor
Sıcak havalarda hastalığa yakalanıp telef olmasınlar diye koyun kırkma işlemi Ağrı'da devam ediyor. Hayvanlar bu sayede sarılık hastalığına yakalanmazken, gelişimlerini daha iyi tamamlayabiliyorlar.
Hayvanların sağlıklı gelişebilmesi ve sarılık hastalığına yakalanmaması için küçükbaş sürü sahipleri ortalama olarak haziran ayında başladıkları koyun kırkma işlemini temmuz ve ağustos aylarında da sürdürüyorlar.
Kırkılan koyunlar sıcaktan da kolay kolay etkilenmiyor. Bu dönemde kırkılan koyunların yünleri kış mevsiminde tekrar eski haline geldiği için soğuklarda da üşümüyorlar.
Daha önceki yıllarda toplanıp satılan yünler, halı, yorgan, yastık, torba gibi ürünlerin yapımında kullanılırken şimdilerde ise kırkılan yünler alıcısı olmadığı için çöplere atılmakta.
Ağrı'nın merkeze bağlı Yakınca (Şêrwêran) köyünde yetiştiricilik yapan besiciler küçükbaş hayvanların daha sağlıklı gelişebilmeleri için kırkma dönemini sürdürerek bu sayede hayvan verimini de artırıyor.
Yaz mevsiminin kendini iyice hissettirdiği sıcaklarda koyunların rahatlaması, et ve süt veriminin çoğalması için yapılan kırkma işlemi, köylerde genelde imece usulü ile yapılıyor. Kırkılan yünlerin ise yalnızca hayvan sahiplerinin yorgan yastık yapımında kullanıldığını belirten yetiştiriciler, yünün ticari anlamda bir katkısının olmadığını ve genelde çöpe atmak durumunda kaldıklarını söylüyor.
Kış mevsiminde yünlerinin hayvanları soğuktan koruduğunu belirten besici Sait Adıgüzel, yünlerin yaz mevsiminde kırkılmaması sarılık hastalığına yol açarak hayvanları telef ettiğini belirtti.
Son dönemlerde yünlerin değerlendirilmediğini hatırlatan Adıgüzel, "Kış mevsiminde koyunun yünü olmasa üşür ölür, yaz mevsimi geldiğinde ise koyunları kırkmasak sarılık hastalığına yakalanır. El kırkma makinesi ile koyunları kırkıyoruz ki koyun hem rahat etsin hem de gelişebilsin. Kırkılmasa eğer o koyun gelişmez, sarılık hastalığına yakalanır telef olur buda bizim zararımıza olur. Koyunun yünü ile de yorgan, döşek gibi ürünler yapılıyor. Bu çuvallar çıkmadan önce annelerimiz yün çuvallar, halılar yaparak kullanırdı. Tabi eskisi gibi meyilli değil halk, fabrikasyon ürünler kullanıyoruz." dedi.
Diğer bir besici Ferzende Düzlük ise kırktıkları tonlarca yünü çöpe atmak zorunda kaldıklarını söyledi.
Düzlük, "Koyunlara 6 ay bakıyoruz bazen bir yıl besleyebiliyoruz, kırktığımızda yününü çöpe atıyoruz, bu yünlerin değerlendirilmesi lazım yazıktır. Şuan köy sakinleri elinde hiç yoksa 20 ton yün var. Bu yünün hepsi çöpe gidiyor, eskiden böyle değildi herkes alıyor ve kullanıyordu, halı yapılıyordu. Şimdi değerlendirilmiyor. İstiyoruz ki devlet bu konuda harekete geçsin, bir çalışma yapsın, bu yünü değerlendirsin. Hayvanlarımızı sağdığımızda aylık 300 kilogram 400 kilogram süt alabiliyoruz. Tabi bu otlak ile alakalıdır, eğer otlak iyi değilse yeteri derecede süt alamayız. Bu sütü de haliyle yağa, peynire dönüştürüyoruz. Ama yünü çöpe atıyoruz. Doğu veya Güneydoğu'da kurulacak bir fabrika ile bu yünler değerlendirilebilir." ifadelerini kullandı.